Uygulamada senet olarak adlandırılan bonolarda kefalete sıkça rastlanır. Kefile dair kayıt genelde senedin ön yüzünde bulunur. Bunun için tek başına imza dahi yeterlidir. Aval olarak bilinen bu müessese dahilinde genelde kefil, senet borçlusu düzenleyen lehine güvence sağlamış olur. Ancak bir kişi, senedin lehtarı veya onu ciroyla teslim alan bir kişi lehine de aval verebilir, yani onun lehine kefil olabilir.

Türk Borçlar Kanununun 584. maddesine göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Bu bakımdan bonoda kefil olma, farklı bir deyişle avale dair Türk Ticaret Kanununun özel hükümleri ile eşin rızasına dair genel hükümler karşılaşır.

Söz konusu mesele hakkında 20/04/2018 tarihli Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı bulunmaktadır. Anılan karar gereğince, kefalette eşin rızasına dair Türk Borçlar Kanununun yukarıda bahsedilen 584. maddesi, avalde uygulanmaz. Dolayısıyla senette kefil olmak için, kefalet verenin eşinin iznine gerek yoktur. Kararı buradan okuyabilirsiniz.

Categories:

Comments are closed